NAMAZ BÖLÜMLERİ, NAMAZ KILMANIN DEĞERLİ VAKTİ HANGİSİDİR

NAMAZ BÖLÜMLERİ, NAMAZ KILMANIN DEĞERLİ VAKTİ HANGİSİDİR 

Ümmü Ferve (r.anha)’dan rivâyet edilmiştir ki kendisi Peygamberimize biat edenlerdendir, dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’e soruldu: “Amellerin hangisi daha değerlidir.” “Vaktinin öncesinde kılınan namazdır” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Salat: 9)

Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.), kendisine şöyle buyurdu: “Ey Ali üç şeyi geciktirme; Vakti giren namazı, hazırlanan cenazeyi, dengini bulduğun zaman bekar kimseleri evlendirmeyi.” (Müsned: 1475)

ž Tirmîzî: Bu hadis garib hasendir.

İbn Ömer’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Namazın ilk vakitte kılınması Allah’ın razı olmasını gerektirir, son vaktinde kılmak ise affedilmeye sebeptir.” (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garib’tir. İbn Abbâs’tan buna benzer bir hadis rivâyet edilmiştir. Bu konuda Ali, İbn Ömer, Âişe, İbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Ümmü Ferve’nin bu hadisi sadece Abdullah b. Ömer el Ömerî’den rivâyet edilmektedir. Bu kimse hadisçiler yanında pek sağlam sayılmayıp hakkında söz edilmiştir. Doğru kimsedir fakat, Yahya b. Saîd’in hafızası yönünde söz edilmiştir.

Amr eş Şeybanî (r.a.)’den rivâyete göre, bir adam İbn Mes’ûd’a “Hangi amel daha değerlidir” diye sordu. İbn Mes’ûd’da: Ben bunu Rasûlullah (s.a.v.)’e sordum o şöyle buyurdu: “Namazları vakitlerinde kılmak.” “Ey Allah’ın Rasûlü başka” dedim: “Ana babaya iyilik etmen” “Daha başka” dedim, “Allah yolunda cihad etmektir.” buyurdular. (Buhârî, Mevakît: 5; Nesâî, Mevakît: 51)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Mes’ûdî, Şu’be, Süleyman (Ebû İshâk) Şeybânî ve daha başkaları bu hadisi el Velid b. Ayzâr’dan rivâyet etmişlerdir.

Âişe (r.anha)’dan aktarıldığına göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) hayatının sonuna kadar hiçbir namazı son vaktinde iki sefer kılmış değildir.” (Müsned: 23473)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garib olup senedi muttasıl değildir.

Şâfii: Namazı ilk vaktinde kılmak daha değerlidir, ilk vaktin değerli olması, Rasûlullah (s.a.v.)’in Ebû Bekir ve Ömer’in de bunu tercih etmelerinden kaynaklanır çünkü onlar namazları ilk vaktinde kılarlardı. Şâfii’nin bu sözünü Ebûl Velid el Mekkî bize aktarmıştır.

UNUTARAK VEYA DALGINLIKLA İKİNDİ NAMAZINI GEÇİRMEK

İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İkindi namazını geçiren kimse sanki ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.” (Buhârî, Mevâkît: 16; Nesâî, Mesâcid: 18)

ž Bu konuda Büreyde ve Nevfel b. Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Zührî bu hadisi aynen Sâlim, babası ve İbn Ömer’den rivâyet etmiştir.

İDARECİLER GECİKTİRSE BİLE NAMAZI VAKTİNDE KILMAK

Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ey Ebû Zerr! Benden sonra bazı idareciler gelecek namazı fazla geciktirmek suretiyle adeta öldürecekler sen namazı ilk vaktinde kıl. Eğer idarecilerin kıldıkları normal vakit bile olsa sen onlarla tekrar kıl bu senin için nafile namaz olur, onlarla tekrar kılmazsan kendi namazını kılmış olursun.” (Müslim, Mesacid: 41; Ebû Dâvûd, Salat: 10)

ž Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd ve Ubade b. es Sâmit’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Ebû Zerr’in bu hadisi hasendir.

İlim adamlarının pek çoğunun görüşü bu doğrultudadır. İdareciler namazı getirse bile kişi vaktinde namazını kılmalı sonra tekrar kılmalıdır. İlim adamlarının çoğunluğuna göre ilk kılınan namaz farz namazdır. Ebû Imrân el Cevnî’nin adı “Abdülmelik b. Habib” dir.

UYUYA KALAN KİMSENİN UYANINCA NAMAZINI KILMASI

Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’e uykuda namazın geçirilmesinden sordular da: “Namazın uykuda geçirilmesi kusur değildir. Kusur uyanıklılık halinde kılmamaktır. Herhangi biriniz uyuyakalır yada unutursa hatırlayınca namazını kılsın.” (Nesâî, Mevâkît: 53; İbn Mâce, Salat: 10)

ž Bu konuda İbn Mes’ûd, Ebû Meryem, Imrân b. Husayn, Cübeyr b. Mut’ım, Ebû Cühayfe, Ebû Saîd, Amr b. Ümeyye ed Damrî, Zû Mihmer’de denilen Zû Mıhber isimli Necaşi’nin kardeşinin oğlundan da birer hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Ebû Katâde hadisi hasen sahihtir. Uykuda veya unutarak namazını geçirip sonra başka bir namazın vaktinde veya güneş doğarken ve batarken hatırlayan kimse konusunda alimler değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Bir kısmı: “Güneş doğarken ve batarken de olsa hatırladığı zaman o namazı kılar” demektedirler. Ahmed, İshâk, Şâfii ve Mâlik’in görüşü budur. Bir kısmı ise: “Güneş doğuncaya ve batıncaya kadar kılmaz ondan sonra kılar” demektedirler.

UNUTAN KİMSE HATIRLAYINCA NAMAZINI KILAR

Enes (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir kimse namazını unutarak geçirmiş ise onu hatırladığı an kılsın.” (Nesâî, Mevâkît: 53; İbn Mâce, Salat: 10)

ž Bu konuda Semûre ve Ebû Katâde’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Bu Enes hadisi hasen sahihtir.

Ali b. ebî Tâlib’den şöyle dediği aktarılmıştır: “O geçirdiği namazı vakitli vakitsiz ne zaman hatırlarsa o zaman kılar.” Şâfii, Ahmed b. Hanbel ve İshâk’ın görüşü de böyledir.

Ebû Bekre’den rivâyet ediliyor, Ebû Bekre ikindi vaktinde uyuyakalmış güneş batarken uyanmış ve namazını güneş battıktan sonra kılmıştır.

Küfeliler bu görüştedirler. Biz hadisçiler ise Ali (r.a.)’ın görüşündeyiz.

BİRKAÇ NAMAZI KAÇIRAN KİMSE HANGİSİNDEN     BAŞLAYARAK KILMALI?

 

Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Hendek savaşı günü Rasûlullah (s.a.v.)’i dört vakit namazı vaktinde kılmalarına engel oldular. Gece epey ilerledikten sonra Bilâl’e emretti O da ezan okudu sonra kamet getirdi ve öğle namazını kıldı. Sonra kamet getirildi ikindi namazı kılındı. Sonra kamet getirildi akşamı, daha sonra da kamet edilerek yatsı namazını kıldı.” (Nesâî, Mevâkît: 55)

ž Bu konuda Ebû Saîd ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Abdullah b. Mes’ûd’un bu hadisinin senedi pek zararlı değildir ne var ki Ebû Ubeyde, Abdullah b. Mes’ûd’dan bu hadisi işitmemiştir.

Uyku ve unutma yoluyla geçirilmiş namazlar konusunda alimler bu hadise göre amel etmişlerdir. Kamet getirmeksizin kılsa bile yeterlidir. Şâfii bu görüştedir.

Câbir b. Abdillah (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: Hendek gününde Ömer b. Hattâb Kureyş kafirlerine sövüp saymaya başladı ve dedi ki: “Neredeyse ikindi namazını kılmadan güneş batacaktı, bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) “Vallahi ben ikindi namazını henüz kılmadım” buyurdu. Câbir diyor ki: Bundan sonra Buthan vadisine indik Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldı bizde abdest aldık Peygamber (s.a.v.) güneş batışından sonra ikindi namazını arkasından da akşam namazını kıldı. (Nesâî, Mevâkît: 53; İbn Mâce, Salat: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

“ORTA NAMAZ” DENİLEN NAMAZ HANGİ NAMAZDIR?

Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Orta namaz ikindi namazıdır” (Nesâî, Mevâkît: 55; İbn Mâce, Salat: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Semure b. Cündüp (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Orta namaz ikindi namazıdır.” (Nesâî, Mevâkît: 55; İbn Mâce, Salat: 14)

ž Bu konuda Ali, Abdullah b. Mes’ûd, Zeyd b. Sabit, Âişe, Hafsa, Ebû Hüreyre, Ebû Haşim b. Utbe’den de birer hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Muhammed diyor ki: Ali b. Abdullah şöyle diyor: “Hasan’ın, Semure b. Cündüp’den rivâyet ettiği bu hadis sahihtir. Hasan, Semure’den hadis işitmiştir.

Tirmîzî: Semure hadisi hasen sahihtir, diyor.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamının görüşü budur. Zeyd b. Sabit ve Âişe “Orta namaz öğle namazıdır” derler.

İbn Abbâs ve İbn Ömer: “Orta namaz, sabah namazıdır” derler. Ebû Musa, Muhammed b. Müsenna, Kureyş b. Enes’den, O da Habib b. Şehîd’den rivâyete göre, Habib der ki: Muhammed b. Sirin bana Hasan’a sor Akîka hadisini kimden duymuş? Sorduğumda Semure b. Cündüp’den işittiğini söyledi.

Tirmîzî: Muhammed b. İsmail’in bize haber verdiğine göre, Ali b. Abdullah el Medinî, Kureş b. Enes’den bu hadisi rivâyet etmiştir.

Muhammed b. İsmail, Ali’den naklederek şöyle diyor: Hasan’ın Semure’den işitmesi doğrudur, der ve bu hadisi delil olarak kabul eder.

İKİNDİ VE SABAH NAMAZINDAN SONRAKİ YASAK VAKİTLER

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından pek çok kimseden işittim bunlar arasında en çok sevdiğim Ömer b. Hattâb’da var şöyle diyorlardı: “Rasûlullah (s.a.v.) sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, yine ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmaktan bizi yasaklardı.” (Buhârî, Mevâkît: 31; Nesâî, Mevâkît: 35)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, İbn Mes’ûd, Ukbe b. Âmir ve Ebû Hüreyre, İbn Ömer, Semure b. Cündüb, Abdullah b. Amr, Muâz, İbn Afrâ ve Sunabîhi (Rasûlullah (s.a.v.)’in kendisinden işitmemiştir.) Seleme b. el Ekvâ’, Zeyd b. Sabit, Âişe, Ka’b b. Mürre, Ebû Ümâme, Amr b. Abese, Ya’la b. Ümeyye ve Muaviye’den de birer hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Bu İbn Abbâs’ın, Ömer’den rivâyet ettiği hadis hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki fıkıhçıların çoğunun görüşü budur. Yani sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı hoş karşılamamışlardır. Fakat unutma ve uyku sebebiyle kaçırılan namazların kılınmasında bir sakınca yoktur. Ali b. el Medînî, Yahya b. Saîd yoluyla Şu’be’den naklederek şöyle diyor: Katâde Ebû’l Âliye’den sadece üç hadis duymuştur. 1- Ömer’in hadisi ki sabah namazından günaeş doğuncaya kadar, ikindiden gün batıncaya kadar kılmayı yasaklardı. 2- İbn Abbâs’ın “Benim Metta’nın oğlu Yunus’tan daha hayırlı olduğumu söylemesi kimseye yakışmaz hadisi” 3- Kadılık üç çeşittir… hadisi.

İKİNDİ NAMAZINDAN SONRA NAMAZ KILINABİLİR Mİ?

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ikindiden sonra namaz kılmasının tek sebebi bir mal gelmesi sonunda meşguliyetinden dolayı öğleden sonra kılması gereken iki rek’atı kılmıştı bir daha o iki rek’atı hiç kılmadı. (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)

ž Bu konuda Âişe, Ümmü Seleme, Meymûne ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ikindi namazından sonra iki rek’at namaz kıldığını birden fazla kişi bize bildirmiştir. Bu rivâyetler Peygamber (s.a.v.)’in ikindiden sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı yasakladığı rivâyetine aykırıdır.

İbn Abbâs’ın “bir daha o namazı kılmadı” rivâyeti daha sahihtir. İbn Abbâs’ın hadisinin bir benzeri de Zeyd b. Sabit’den rivâyet edilmiştir. Âişe (r.anha)’dan bu konuda değişik rivâyetler aktarılmıştır. Birisi de şöyledir: “Rasûlullah (s.a.v.) ikindi namazından sonra Âişe’nin yanına girdiğinde iki rek’at namaz kılardı.”

Başka bir rivâyet Âişe, Ümmü Seleme yoluyla Rasûlullah (s.a.v.)’in ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namazı yasakladığını, bize aktarıyor.

İlim adamlarının çoğunluğu; İkindiden sonra gün batıncaya kadar sabah namazından sonra gün doğuncaya kadar namaz kılmanın hoş olmadığı üzerinde birleşmişlerdir. İstisna olarak Mekke’de ve tavaftan sonraki namaz kılmalara izin verilmiştir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki ilim adamlarının bir kısmının görüşü budur.

Şâfii, Ahmed ve İshâk’ın görüşü böyledir. Yine sahabe ve tabiinden bazı ilim adamları da ikindi ve sabah namazlarından sonra Mekke’de bile olsa namaz kılmayı hoş karşılamazlar. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes ve bazı Küfeliler bu görüştedirler.

AKŞAM NAMAZINDAN ÖNCE NAMAZ KILINIR MI?

Abdullah b. Muğaffel (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Her ezan ile kamet arasında dileyen kimseler için bir namaz vardır.” (Buhârî, Ezan: 16; Nesâî, Ezan: 39)

ž Bu konuda Abdullah b. Zübeyr’den hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Abdullah b. Muğaffel hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabı akşamın farzından önce namaz kılınması konusunda değişik görüş ileri sürmüşlerdir. Kimi akşamın farzından önce namaz olmadığı görüşündedirler. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından birçok kişiden rivâyete göre, akşamın farzından önce iki rek’at namaz kılarlardı.

Ahmed ve İshâk şöyle diyorlar: “Bu iki rek’at kılınırsa ne güzel olur” bu iki rek’at namaz kılmayı müstehab görüyorlar.

GÜNEŞ BATMADAN ÖNCE İKİNDİNİN BİR REK’ATINA YETİŞEN KİMSE NAMAZA YETİŞMİŞ SAYILIR MI?

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim güneş doğmadan önce sabah namazının bir rek’atını kılmış olursa veya güneş batmadan önce ikindi namazının bir rek’atını kılmış olan kimse o vaktin namazını kılmış sayılır.” (Buhârî, Mevâkît: 30; Nesâî, Mevâkît: 11)

ž Bu konuda Âişe (r.anha)’dan hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir.

Şâfii, Ahmed ve İshâk’ın görüşleri bu merkezde olup, Bu hadis; “Uyuyakalıp veya unutup güneş doğmak ve batmak üzere hatırlayan ve uyuyan kimse içindir” şeklinde anlaşılmalıdır, demektedirler.

YOLCULUK DIŞINDA İKİ NAMAZI BİRLİKTE KILMAK

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) Medîne’de korku ve yağmur olmaksızın öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı bir arada kıldı ibn Abbâs’a Rasûlullah (s.a.v.) böyle yapmakla ne istedi diye sorulunca; Ümmetinden zorluğu kaldırdı” dedi. (Buhârî, Mevâkît: 12; Nesâî, Mevâkît: 44)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmîzî: İbn Abbâs’ın bu hadisi değişik yollarla da rivâyet edilmiş olup Câbir b. Zeyd, Saîd b. Cübeyr, Abdullah b. Şakik el Ukaylî bunlardandır. İbn Abbâs’ın bu konuda değişik bir rivâyeti daha vardır.

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İki namazı sebepsiz bir şekilde bir arada kılarsa büyük günah kapılarından birine adım atmış olur.” (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)

ž Tirmîzî: Hadisi rivâyet edenlerden Haneş’in künyesi Ebû Ali er Rahabiyyü olup adı Hüseyin b. Kays’tır. Hadisçilerden Ahmed ve başkaları bu kimseyi hadis rivâyeti konusunda zayıf sayarlar.

İlim adamları bu hadise göre uygulama yapmışlar ve yolculukta ve Arafat’ta namazlar bir arada kılınabilir derler. Tabiinden bazı ilim adamları hasta olan kimsenin iki vakit namazını bir arada kılabileceğine izin vermişlerdir. Bazı ilim adamları aşırı yağmurlu havada iki vakit namazın bir arada kılınabileceğini söylemişlerdir. Şâfii, Ahmed ve İshâk gibi, Şâfii hastanın namazı cem etmesi görüşünde değildir.

 

alıntıdır…