Hz. Nuh (a.s.)’ın Duası

Hz. Nuh (a.s.)’ın Duası

Hz. Nuh (a.s.) Peygamberin

Tebliğ ve inayet duaları 

1-) Hud suresi 47. ayet
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
قَالَ رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَإِلاَّ تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنِي أَكُن مِّنَ الْخَاسِرِينَ

Okunuşu :
Bismillahirrahmanirrahim
Kâle rabbi innî eûzu bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ilm(ilmun), ve illâ tagfirlî ve terhamnî ekun minel hâsirîn(hâsirîne).

Anlamı :
Nuh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi. (Hud suresi 47. ayet)

2-) Nuh suresi 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. ayetler


قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوْتُ قَوْمِي لَيْلًا وَنَهَارًا ﴿٥
فَلَمْ يَزِدْهُمْ دُعَائِي إِلَّا فِرَارًا ﴿٦
وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُوا أَصَابِعَهُمْ فِي آذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَأَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًا ﴿٧
ثُمَّ إِنِّي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا ﴿٨
ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا ﴿٩
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا ﴿١٠

Okunuşu :
5. Kale rabbi inniy de’avtu kavmiy leylen ve neharen.
6. Felem yezidhum du’aiy illa firaren.
7. Ve inniy kullema de’avtuhum litağfire lehum ce’alu ezabi’ahum fiy azanihim vestağşev siyabehum ve esarru vestekberustikbaren.
8. Summe iniy de’avtuhum ciharen.
9. Summe inniy a’lentu lehum ve esrertu lehum israren.
10. Fekultüstağfiru rabbekum innehu kane ğaffaren.

Anlamı :
5. Nuh şöyle dedi: “Ey Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim.”
6. “Fakat benim davetim ancak onların kaçışını artırdı.”
7. “Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler.”
8. “Sonra ben onları açık açık davet ettim”.
9. “Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.”
10. “Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü o çok bağışlayıcıdır.’
3-) Nuh suresi 21, 22, 23 ve 24. ayetler
قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا ﴿٢١
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا ﴿٢٢
وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا ﴿٢٣
وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا ﴿٢٤

Okunuşu :
21. Kale nuhun rabbi innehum ‘asavniy vettebe’u men lem yezidhu maluhu ve veleduhu illa hasaren.
22. Ve mekeru mekren kubbaren.
23. Ve kalu la tezerune alihetekum ve la tezerunne vedden ve la suva’an ve la yeğuse ve ye’uka ve naren.
24. Ve kad edallu kesiyren ve la tezidizzalimiyne illa dalalen.

Anlamı :
21. Nuh dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.”
22. “Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.”
23. “Şöyle dediler: ‘Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğus’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.”
24. “Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.”

4-) Mümin suresi 26 ve 39. ayetler


وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِي أَقْتُلْ مُوسَى وَلْيَدْعُ رَبَّهُ إِنِّي أَخَافُ أَن يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَن يُظْهِرَ فِي الْأَرْضِ الْفَسَادَ ﴿٢٦
يَا قَوْمِ إِنَّمَا هَذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا مَتَاعٌ وَإِنَّ الْآخِرَةَ هِيَ دَارُ الْقَرَارِ ﴿٣٩

Okunuşu :
26. Ve kale fir’avnü zerunı aktül musa vel yed’u rabbeh innı ehafü ey yübeddile dıneküm ev ey yuzhira fil erdıl fesad
39. Ya kavmi innema hazihil hayatüd dünya meta’uv ve innel ahırate hiye darul karar

Anlamı :
26. Bir de Firavun: “Bırakın beni, öldüreyim Musa’yı da o Rabbine dua etsin. Çünkü ben onun, dininizi değiştirmesinden veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmasından korkuyorum” dedi.
39. “Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur.”

5-) Kamer suresi 10. ayet
فَدَعَا رَبَّهُ أَنِّي مَغْلُوبٌ فَانتَصِرْ

Okunuşu :
Fe deâ rabbehû ennî maglûbun fentasır.

Anlamı :
Sonunda, Rabbine dua etti: “Muhakkak ki ben, mağlûp olanım. Öyleyse intikam al.”

Helak için kahhariye yakarışları
1-) Şuara suresi 117 ve 118. ayetler
قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِي كَذَّبُونِ ﴿١١٧
فَافْتَحْ بَيْنِي وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِي مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ﴿١١٨
Okunuşu :
117. Kâle rabbi inne kavmî kezzebûni.
118. Feftah beynî ve beynehum fethan ve neccinî ve men maiye minel mu’minîn(mu’minîne).
Anlamı :
117. Nûh, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı.”
118. “Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü’minleri kurtar.”
2-) Nuh suresi 21, 22, 23 ve 24. ayetler ile Nuh suresi 26, 27 ve 28. ayetler
قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا ﴿٢١
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا ﴿٢٢
وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا ﴿٢٣
وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا ﴿٢٤
وَقَالَ نُوحٌ رَّبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْأَرْضِ مِنَ الْكَافِرِينَ دَيَّارًا ﴿٢٦
إِنَّكَ إِن تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا ﴿٢٧
رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا تَبَارًا ﴿٢٨
Okunuşu :
21. Kale nuhun rabbi innehum ‘asavniy vettebe’u men lem yezidhu maluhu ve veleduhu illa hasaren.
22. Ve mekeru mekren kubbaren.
23. Ve kalu la tezerune alihetekum ve la tezerunne vedden ve la suva’an ve la yeğuse ve ye’uka ve naren.
24. Ve kad edallu kesiyren ve la tezidizzalimiyne illa dalalen.
26. Ve kale nuhun rabbiy la tezer ‘alel’ardı minelkafiriyne deyyaren.
27. İnneke in tezerhum yuodıllu ‘ıbadeke ve la yehidu illa faciren keffaren.
28. Rabbiğfirliy ve livalideyye ve limen de hale beytiye mu’minen ve lilmu’miniyne velmu’minati ve la tezidizzalimiyne illa tebaren.
Anlamı :
21. Nuh dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.”
22. “Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.”
23. “Şöyle dediler: ‘Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğus’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.”
24. “Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.”
26. Nuh şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kafirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!”
27. “Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlaksız ve kafir kimseler yetiştirirler.”
28. “Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helakini arttır.

Güvenli Belde Duası
Müminun suresi 29. ayet
وَقُل رَّبِّ أَنزِلْنِي مُنزَلًا مُّبَارَكًا وَأَنتَ خَيْرُ الْمُنزِلِينَ
Okunuşu :
Ve kul rabbi enzilnî munzelen mubâraken ve ente hayrul munzilîn(munzilîne).
Anlamı :
Ve de ki: “Rabbim, beni mübarek bir inişle indir. Ve Sen, indirenlerin en hayırlısısın.”

Hamd duaları
Müminun suresi 28. ayet
فَإِذَا اسْتَوَيْتَ أَنتَ وَمَن مَّعَكَ عَلَى الْفُلْكِ فَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي نَجَّانَا مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Okunuşu :
Fe izâsteveyte ente ve men meake alâl fulki fe kulil hamdu lillâhillezî neccânâ minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne).
Anlamı :
Böylece sen ve seninle beraber olan kimseler, gemiye bindiğiniz zaman: “Zalim kavimden bizi kurtaran Allah’a hamd olsun.” de.