Haşr Suresinin Faziletleri

Haşr Suresinin Faziletleri

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:

Sabahlayınca üç defa Eûzü billâhissemîıl alîmi mineşşeytânirracîm der ve Haşır suresinin sonundaki Hüvallâhülleziyi sonuna kadar okursa, Allah ona yetmiş bin melek görevlendirir ki hepsi de onun için duâ ve istiğfarda bulunurlar. (İmam el-Bağâvi; Makal bin Yessar (R.A)den)

Diğer bir rivayette: Bu yetmiş bin melek onu, akşamlayıncaya kadar korurlar. Okuyan o gün vefat edecek olursa, şehid olarak ölmüş olur. (Yani şehid sevabına nail olmuş olur.) Kim de bu ayeti akşamlarken okursa, yine aynı makam ve mertebeye ulaşır.

Hüvallâhülleziyi sabah namazından sonra aynı şekilde akşam namazından sonra okuruz.

Yine başka hadislerde:

Kim Haşır suresinin son kısmını bitinceye kadar (yâni Lev Enzelnâdan sonuna kadar) okursa, o gece ölecek olursa, şehid (sevabına erişerek) ölür.
Kim gece ve gündüzde Haşır suresinin son kısmını okur da okuduğu gün ya da gece vefât edecek olursa, gerçekten Allah ona Cenneti vâcip kılar. (Sırlar Hazinesi, 291) buyurmuştur.

Haşir suresinin son kısmını özellikle sabah ve akşam namazlarının sonunda okumak lazımdır.

Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cenneh(cenneti), ashâbul cenneti humul fâizûn

Lev enzelnâ hâzel kurâne alâ cebelin le reeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâh (haşyetillâhi), ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum yetefekkerûn

Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, âlimul gaybi veş şehâdeh (şehâdeti), huver rahmânur rahîm

Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir (mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn

Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard (ardı) ve huvel azîzul hakîm

Ateş ehli ile cennet ehli bir (eşit) değildir. Cennet ehli; onlar, kurtuluşa erenlerdir.

Eğer Biz, bu Kur’ân’ı, dağa indirseydik, O’nu mutlaka, Allah’ın korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, parça parça olmuş görürdün. Ve insanlar için bu misalleri veriyoruz. Umulur ki, böylece onlar tefekkür ederler.

O Allah ki, O’ndan başka İlâh yoktur. Gaybı (görünmeyeni) ve görüneni de O bilir. O; Rahmân’dır, Rahîm’dir.

O Allah ki; O’ndan başka İlâh yoktur, Melik’tir (hükümrandır), Kuddüs’tür (mukaddestir), Selâm’dır (selâmete erdirendir), Mü’mindir (emniyet verendir), Müheymin’dir (koruyup gözetendir), Azîz’dir (yücedir), Cabbar’dır (cebredendir), Mütekebbir’dir (pek büyük olandır). Allah, şirk koşulan şeylerden münezzehtir (uzaktır).

O Allah ki; Yaratan’dır, Bâri’dir (yokken var eden), Musavvir’dir (şekil verendir), güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nu tespih eder. Ve O; Azîz’dir (yücedir), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).