Ezan Okunurken ve Okunduktan Sonra Okunan Dualar

Namaz vakitlerinde müezzin ezan okur, Müminler de ezana icabet eder.
Ezana icabet iki türlü olur. Biri müezzinin söylediğini aynen söylemekle, diğeri de kalkıp camiye yürümekle ya da evde namaz hazırlığına girmek ile.

Bilindiği üzere ezan başlayınca susmak, okunan kudsî cümleleri dinlemek müstehaptır. Hatta dinlerken de müezzinin söylediği kudsî kelimeleri aynen içinden söylemekle icabet de müstehaptır. Ancak, ezandaki “Hayyâ ale’s-salâh” ve “Hayyâ ala’l-felâh” kelimelerinde aynı kelimeler söylenmez. Bunların yerine “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” denir. Sabah namazı ezanında ise müezzinin “Essalâtü hayrun mine’n-nevm” kelimesine “Sadaka ve berirte” denerek icabet edilir.
Ezan dinlerken icabetini böyle yapmış olan mü’min, ayrıca ezanın sonunda bir de vesile duası okursa daha çok sevap alır, hem de Efendimiz (s.a.v.)’in şefaatine layık olur.

Ezân-ı Muhammedi okunurken; dinleyin, müezzinin okuduğu lafzaları içinizden tekrar edin ve “Hayyâ ale’s-salâh”“Hayyâ ala’l-felâh” lafzaları okunurken de 3 kere aşağıdaki duayı okuyun.

Bu dua her derdinize devadır.

“Lâ havle ve lâ kuvvete ve lâ kudrete ve lâ heybete ve lâ azamete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azim.”

EZAN OKUNDUKTAN SONRA OKUNAN DUA ( VESİLE DUASI )

Arapça okunuşu: “Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate. vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tuhlifu’l-mîâd.”

Türkçe anlamı: “Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin”

Abdullah b. Amir (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“Müezzini işittiğiniz zaman, onun dediği gibi söyleyin. Sonra bana salât getirin. Çünkü gerçekten kim bana bir defa salâvat getirirse, Allah onu on rahmet ile anar. Sonra da benim için Allah’tan vesile isteyin. Çünkü vesile Cennet’te bir makamdır ki, ancak Allah kulların­dan bir kula lâyık görülmüştür, umarım ki o kul ben olayım. Artık kim benim için Allah’tan vesile isterse, şefaatim ona helâl olur.” [ Müslim, Salât 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Salât 36; Tirmizî, Menâkıb 1; Nesâî, Ezân 37.]

Enes b. Mâlik (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurduğunu söylemiştir:

“Ezan ile ikamet ara­sında yapılan dua reddolunmaz.”

Ömer b. Hattab (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurduğunu söylemiştir:

“Müezzin Allah-u Ekber Allah-u Ekber dediği zaman, siz­den biri de Allah -u Ekber Allah -u Ekber der;

Sonra müezzin Eşhedü Ella İlahe İllallah dediğinde, o da Eşhedü Ella İlahe İllallah der;

Sonra müezzin Eşhedü Enne Muhammed’en Resulullah dediğinde, o da Eşhedü Enne Muhammed’en Resûlüllah der,

Sonra müezzin Hayye Ala’s-Sala deyince, o, La Havle Vela Kuvvete İlla Billah der;

Sonra müezzin Hayye Alal-Felah deyince, o yine La Havle Vela Kuvvete İlla Billah der,

Sonra müezzin Allah-u Ekber Allah-u Ekber deyince, o da Allah-u Ekber Allah-u Ekber der;

Sonra da müezzin La İlahe İllallah deyince, o da gönlünden La İlahe İllal­lah derse, Cennet’e girer.”

Sa’d İbni Ebî Vakkas (r.a) rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Kim müezzini işittiği zaman:
Tek olan ve ortağı bulunmayan Allah (c.c) ‘tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve resulü olduğuna şahitlik ederim. Rab olarak Allah (c.c) ‘tan resul olarak Muhammed’den, din olarak İslam’dan razı oldum, derse, o kimsenin günahları bağışlanır.”