Kadın Evliya Rabiatu’l-Adeviyye’nin Duası

Kadın Evliya Rabiatu’l-Adeviyye’nin Duası

islam dünyasının ilk sufi alimlerindendir.kadın bir evliyadır. Feridüddin attar ve mevlânâ gibi alimler bile ondan ilham almışlardır.

islâm tasavvufunda büyük yer işgal eden bu seçkin kadın ne muazzam münacatta bulunmuştur, içtenlikle yalvarmaya ve yakarmaya başlamıştır.

Kendisi evlilik hayatını ve insanlarla kaynaşmayı istememiş; ancak Rabbımla beraber olurum, demiştir. Kendisine tâlip olan Hasan el-Basrî’ye öyle veciz sualler tevcih etmiştir ki, kendisi şaşırmış ve onun bu soruları karşısında bocalamıştır.

Rivayetlere göre, sabahlara kadar uyumaz, ağlar, sızlar ve gecede bin rek’at namaz kılardı. Kendisine “Ey Râbîâ, ne kadar da cenneti arzuluyorsun ki bu kadar çok namaz kılıyorsun?” diyenlere; “Hayır, ben cennete girmek için veya Allah’ın azabından korunmak için namaz kılmıyorum. Benim gecelerde bin rek’at kılışım, kıyamet gününde Peygamberimizin cemaatından bir kişi fazla olayım, onun cemaatını çoğaltayım diyedir.” demiştir.

Evet, müslüman hanımlar arasında ibadete kendini veren hanımlar çok var idi. Fakat Râbia anamız kadar özlü ve Hakka bağlı kimse yoktur.

Herkes uykuda iken Râbia, uyanık idi. Herkes uyurken o, Hakka yalvarıyordu. Bütün kapılar kapalı, fakat Halik’imin kapısı açıktır, diyordu Dünyadan nasibim zikrin, âhirette nasibim cemâlindir, diyordu.

Çeşitli belâlara uğradım, fakat belâlardan şikâyetim yok. Senin rızanı istiyorum. Dünyadan ancak Allah’ın mennuniyetini ve rızasını istiyorum, diyordu.

Her hususta tam manasiyle Allah’a bağlanmış, bir an olsun, Allah’tan gafil kalmamıştı. Böyle ömrünü geçirmiş ve bütün müslüman hanımlarına bir örnek olmuştu.

Cenab-ı Hak bizleri onun şefaatma mazhar buyursun, bizleri de onun gibi, Hakka bağlı olanlardan eylesin. Âmin.

Bismillâhirrahmânirrahîm,

ilâhî, ğâretinnücûmü ve nâmetil uyûnü, ve uğlikat ebvâbül mülâki ve bâbuke meftûhun lissâilîne.

ilâhî ve seyyidî, mâ kâne nasibî minedünyâ a’taytuhu lil küffâri, vema-kâne nasibî minel-ukbâ a’taytuhu li usâtil mü’minine. Felâ urîdü mineddünyâ illâ zikreke velâ minel ukbâ illâ ru’yeteke.

ilâhî, lestü fil belvâ, velâ eşkû minel belvâ, muradî minke, lâ sualî bilâ mennın vela selvâ. Ve in a’tayteniddünya ve in a’teytenil ukbâ felâ erda mined dâreyn illâ rü’yetel mevlâ.

 

 

Türkçe Anlamı:

“Allahım, yıldızlar parladı, gözler uyudu. Padişahların kapıları kapandı, Senin kapın ise yalvaranlara açık.

Allahım, efendim, dünyada olan nasibimi kâfirlere verdim, âhirete ait olan nasibimi günahkâr mü’minlere verdim. Dünyadan ancak zikrini istiyorum. Ahirette de ancak cemâlini arzuluyorum.

Allahım, belâlar içinde değilim, belâlardan da şikâyet eder değilim. Arzum, Senden ne kudret helvası ve ne de bıldırcın etidir. Eğer bana dünyâ ve ahireti bağışlasan ben bunlardan razı olmam. Ancak Mevlâmın cemâlini görmek isterim ve ondan razı olurum. ”