Peygamber Efendimizin Duası

(Resûlüm) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki; Allâh da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın. Allâh son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Âl-i İmrân, 31)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: “Nefsim yed-i kudretinde olan Allâhü zü’l-Celâl’e kasem ederim ki, hiçbiriniz ben ona pederinden, evlâdından ve nefsinden daha sevgili olmadıkça îman etmiş olamaz.” (Buhârî, 1.c.)

İbn-i Mes‘ûd (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)’i şöyle söylerken işittim; demiştir: “Bizden bir şey işitip de onu işittiği gibi (başkasına) tebliğ eden kimsenin Allâh yüzünü güldürsün. Tebliğ olunmuş nice kimse (vardır ki) dinleyenden daha muhâfazakârdır.”

Sa‘d b. Ebû Vakkas (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: Resûlullâh (s.a.v.) her namazın ardından şu cümlelerle muhakkak (Cenâb-ı Hakk’a) sığınırdı:

Allâhümme innî e‘ûzü bike mine’l-‘aczi ve’l-keseli ve’l-cübni ve’l-herami ve’l-buhli ve e‘ûzü bike min ‘azâbi’l-kabri ve e‘ûzü bike min fitneti’l mahyâ ve’l-memâti.

Türkçe Anlamı:

“Allâh’ım, âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten sana sığınıyorum. Ve kabir azâbından Sana sığınıyorum. Hayâtın ve ölümün fitnelerinden Sana sığınıyorum.”